Hepimizin Vazgeçilmezi "KAHVE" ve Fizyolojisi


Sınavına bir gün kalmış bir öğrenci , gece bebeğiyle ilgilenmekten uykusuz kalan anne-baba, saatlerce mesai yapması gereken iş insanları... Kısaca hepimizin sorumlulukları zamanla yarıştığında  kurtarıcımız  olan kahve aslında nasıl işler hiç merak ettiniz mi?☕☕☕



Öncelikle vücudumuzun doğal yorgunluk molekülü olan "Adenozin"den bahsetmem gerek. Adenozin güne başladığımız andan itibaren kademeli olarak artarak günün sonunda uykuya hazır ve yorgun hissetmemizi sağlar. Uyuduğumuzdaysa kademeli olarak azalır ve neredeyse yok olur. Atalarımızın ataları günde 2-3 saat çalışıp(avlanıp) geri kalanını düşünmeye ve yaratıcılığa harcadığından adenozin aktivitesinin sebep olduğu yorgunluk pek bir sorun teşkil etmiyordu. Ancak günümüzde her ne kadar teknoloji her şeyi kolaylaştırmak ve zamandan kazandırmak hedefiyle geliştikçe gelişse de tarihte hiç çalışmadığımız kadar uzun çalışıyor ve vücudumuzun sınırlarını zorlarcasına efor harcıyoruz. Dolayısıyla adenozin gibi tamamen doğal bir yorgunluk etkisi bile zaman darlığımızdan bizim için bir sorun teşkil ediyor. 


Kahve'nin yorgunluğu çok kısa bir sürede geçirmesinin , dikkatimizi ve odaklanmamızı hızla arttırmasının bilimsel açıklaması ise çok basit. Sinir hücrelerimiz üzerinde Adenozin molekülünün oturup yorgunluk sağlaması gereken yerlere Kahvenin içindeki kafein molekülü oturuyor. Adenozinin yeri kafein tarafından kapıldığı için Adenozin ortada kalıyor ve hücreye bağlanmadığından yorgun hissetmiyoruz. Üstelik Kafein sadece Adenozinin yerini işgale etmiyor aynı zamanda hücreye bağlandığında hepimizin bildiği "savaş yada kaç" refleksini sağlayan Adrenalin isimli bir hormonunun salınmasını sağlar.
 Bu hormon kalp atışınızı ve metabolizmanızı hızlandırır, heyecanlı olmanızı sağlar. Metabolizma hızlandırması özellikle obez insanlarda kilo verimi ve yağ yakımında mucizeler yaratır. Ayrıca bazı sinir hücrelerinde mutluluk hissetmemizi sağlayan bir başka hormonun (dopamin) hücreye bağlandığı yerle kafeininki aynı olduğundan kafein aldığımızda mutlu da hissederiz . Bu etkisi açısından Eroine benzeyen Kafeinin tek farkı daha düşük etkide olmasıymış. Hala devam eden bir çok araştırmada kafenin bazı kanserlerde pozitif etkiler yarattığı ve Parkinson, Alzheimer gibi sinir sistemi hastalıklarında faydalı olabileceği üzerine çalışılmakta. 


Ancak kafeinin mucizevi etkileri sadece kısa vadede bizim için faydalı çünkü daha önce bahsettiğimizin yorgunluk molekülü olan Adenozin'in hücreye bağlanabilmesi için sinir hücrelerimiz zamanla yeni  reseptörler (molekül için bağlanma yerleri) yaparlar . Bu yüzden belli bir süreden sonra her zaman içtiğiniz kahve miktarı yetersiz gelmeye başlar . Çünkü yorgun hissetmemek için Adenozin için yeni yapılan bağlanma yerlerini de kafeinle doldurmanız gerekir. Ve bu döngü böyle devam eder.

 Eğer ki kahve içmeye bir kaç gün ara verirseniz sinir hücreleriniz Adenozinin yerini kapacak kafein olmadığını anlayıp gereksiz olan reseptörleri yok edecektir kısacası normal haline dönecektir .Ama tabi sinir hücrenizin kahve içmeyi bıraktığınızın farkına varması biraz sürücek ve o farkında varana kadar normalden çok daha fazla bağlanma yeri olduğunda normalden çok daha fazla Adenozin bu yerlere oturacak ve yine normalden çok çok daha fazla yorgun hissedeceksiniz. 


İşte bu noktada bağımlılık başlar ,insanlar bu tür bir ekstra yorgunluğu deneyimlemek istemezler ve yahut buna vakitleri dahi yoktur sadece daha fazla kahve içip bunu geçiştirmek isterler. Gördüğünüz üzere vücuda sürekli ve giderek artan kafein alımı söz konusu olur . 
Her şeyde olduğu gibi kafeinde de çok tüketimin zararları vardır.
 Günde çok yüksek miktar kafein  tüketmenin  bir çok hastalığa davetiye çıkarması ve ömrü kısaltmasının yanı sıra en yaygın gözlenen rahatsızlıklar ; uykusuzluk(insomnia), kalp çarpıntısı, yüksek tansiyon, titreme, sürekli idrara çıkma olarak sıralanabilir.








 Kafeinin tek kaynağı kahve de değildir . Gün içerisinde tükettiğimiz bir çok yiyecek ve özellikle de içeceklerde yüksek miktarda bulunur. Kafein doğada çoğu bitkide yaprak dal kök çekirdek gibi kısımlarında yoğunlaşmış olarak bulunur ve bazı bitkilerde diğerlerine nazaran daha yoğun miktarda bulunur. Özellikle bitki extraktlarından yapılan kola, soda tarzı içeceklerde, enerji içeceklerinde hatta meyve sularında bile bol bol kafein vardır. Bunların dışında çikolatalar ve çikolata içerikli tatlılar ,mamüller vs. de kafein içerir. 



50 yıl öncesine kadar kafein tüketimimiz sadece kahve ve çayla sınırlı denilebilirdi ama gelişen yiyecek ve içecek endüstrileri günlük hayatta kafein tüketimimizi inanılmaz düzeyde arttırmış bulunuyor. Bunun önemi ise özellikle çocuk ve genç yetişkinlerin artık su ve ya süt tüketmek yerine kola,soda, kahve tüketmesi dolayısıyla 50 yıl önceki jenerasyona kıyasla devasa miktarlarda kafein almasıdır. Çocuklar genel olarak beyin ve vücut gelişimi döneminde genç yetişkinler ise beyin gelişiminin son evresindedirler. Kafein'in sinir sistemlerine yapacağı etkiler bu gelişimi olumsuz etkileyebilir ve önceki jenerasyonlarda gözlemediğimiz problemlere sebep olabilir. Ve ne yazık ki çocuk ve genç yetişkinlerde kafein alımının etkileri üzerine yapılan çalışmalar çok çok az olduğundan etkileri hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. 

 Söylenecek daha çok şey olsa da yazı şimdiden çok uzadığından son bir öneriyle sonlandırıyorum: Kahvenizi günde maksimum 3 kupa olarak tüketmeniz sizin için en sağlıklı seçim olacaktır. Sağlıkla kalın👩🏽‍⚕️👼


Araştırmalar:





Yorumlar

  1. Herşeyin fazlası zarar mis. Vücudun doğal çalışma sistemine uygun hareket en doğrusu.

    YanıtlaSil
  2. Mühteşem bir yazı olmuş ellerinize sağlık👏👏👍😅👍👍

    YanıtlaSil
  3. Kafein bağımlısı olmuşum olamazxx😯😆👏👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merak etmeyin biz de aynıyız , durum böyle olunca bilgilenelim en azından dedik. 😋😊

      Sil
  4. Çok güzel bir yazıydı ellerinize sağlık🤩🤩👏👏

    YanıtlaSil
  5. Çoğu zarar azı karar.Harkaydı👏👏

    YanıtlaSil
  6. Türk kahvesi vazgeçilmezidir uyarıcı etksne gün içinde çok ihtiyacım oluyor ama fazla içtiğimde çarpıntı yapıyor ellerinize sağlık👍👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzmanlar genelde Türk kahvesi, filtre kahve gibi çözünmeyen kahveleri daha sağlıklı buluyor zaten. Teşekkürler..🤗

      Sil
  7. Efsane bilgiler hem de eğlenceli

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

yorumlarınızla bize ulaşabilir, blogumuzu daha değerli bir platform haline getirebilirsiniz.

Popüler Yayınlar