İnsanlar yaşlanmaya karşı pek dayanıklı canlılar değiller. Öyle ki yaşlanma kapasitemiz yaklaşık 90 yıl hatta çoğunlukla daha az. Her seferinde bas bas bağırdığımız
egzersiz , sağlıklı beslenme gibi etkenler ömrü gözle görülür derecede uzatsa da insanların mortalite oranı %100'dür. Kısaca hepimiz ölürüz.😅
Peki neden böyle? Dünyanın en sağlıklı yaşayan insanı bile olsak neden ölüyoruz? Bunun cevabı hücresel perspektiften bakarak cevaplanabiliyor sadece. Bizim en küçük birimlerimiz olan hücreler bu dünyadaki ilk 20 yılımızda sürekli bölünüp büyümemizi ve gelişmemizi sağlarlar. Geri kalan yıllardaysa gene ömürleri dolana kadar büyüyen hücreler artık yaşlanınca bölünür ya da kendini öldürerek yeni hücrelere ve yer açarak bizi hayatta tutarlar.
Ama sorun şu ki hücrelerimiz her bölündüğünde DNA mızı eksiksiz ve doğru bir şekilde yavru hücrelere kopyalaması gerekir ve güneş ışığı gibi basit radyasyonlara maruz kaldığımızda hatta radyasyona maruz kalmasak bile DNA'mızın bazı kısımları mutasyona uğrar. Dolasıyla yavru hücrelere aktarılan DNA bir miktar bozulur. DNA hücrelerimizin beyni olduğundan belli bir miktar bozulmadan sonra hücrelerimiz işlev yapamaz hale gelir :Hücrede ürettiği proteinler iyi mi kötü mü ayır edemez, protein sentezlerken hatalar yapar vs.
Ve ya DNA'nın kopyalanmasını sağlayan mekanizmanın bir parçası olan "Telomer" her bölünmede bir miktar harcanarak kısalır. Yani kendinizi her radyasyondan korusanız bile hücrelerinizin bir bölünme limiti vardır.
Siz doğru seçimler yapar kendinizi sağlıklı tutarsanız daha kaliteli ve daha uzun bir yaşam sürdürseniz bile zamanla hücreleriniz yavaşlayacak ve işlevlerini aksatmaya başlayacağından siz de yaşlanacaksınız. Yaşlanmanın mekaniğini bulan bilim insanları ise bu fikri reddetmiş. Eğer hücrelerimiz işlev yapmaktan yoruluyorsa onların yerine biz yaparız demiş ve nanometre boyutlarında robotlar tasarlamışlar.
"Nanobot" ve ya "nanite" diye geçen bu tıbbi robotlar ilk olarak kanser tedavisinde kullanılmış ama şuan kullanımı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bu gözle görülemeyen robotlar bir virüs ve ya bakteriyle aynı boyutta olduğundan kolayca kana karışıp hücrelerimizin içine girebiliyorlar. Bazılarında doktorların gözlem yapabilmesi için minicik kameralar bazılarında ameliyatlar için lazerler bazılarındaysa enfeksiyonu temizlemek için kimyasal bölmeleri var. O kadar etkili ki bu robotlar , bir yara aldığınızda o bölgeye bu robotları enjekte edince nanobotlar hasarlı hücreleri ve bakterileri yok edip yaranın temizce iyileşmesi ve hatta yara izi bile kalmamasını sağlıyorlar.
Nanobotların kullanılabileceği prosedürler :
- safra kesesi, böbrek ve karaciğer taşlarının çıkarılması
- bazı deri hastalıklarının tedavisi
- nöronal tedaviler
- kalp krizi önleme, kanser hücresi öldürme
- vücuda giren bakteri ve virüsleri öldürme
- dişlerimizi çürüten bakterileri öldürerek dış fırçalama zahmetinden bizi kurtarmak
- arteriyoskleroz tedavisi ....
Kulağa çok avantajlı ve harika gelse de bu teknolojinin günlük hayatımıza girmesi için hala zaman var .Çünkü nanobotlar oldukça pahalı, programlanması ve üretimi zor. Dışarıdan kontrolü limitli eğer bir terslik çıkar da bozulurlarsa başımız derde girebilir.
Ve en önemlisi insan vücudu çok ince ayarlı bir dengeye sahip. kanımızı pH 'ı 0,06 derece bile düşse ölebiliriz. Bu yüzden kana vereceğimiz her maddenin vücut dengesinde yol açabileceği her problemi hesaplamamız gerekir.
Yine de insanoğlu için imkansız diye bir şey yok çünkü sınırsız geliştirebileceğimiz beyinlere sahibiz. Daha güzel geleceklere kadar sağlıkla kalın..😘
Kaynakça:
Eline sağlık farklı bir bilgi
YanıtlaSilHarika muhteşem bilgiler👏👏👏👍
YanıtlaSil👍👍👍👍👏👏👏👏
YanıtlaSilElinize sağlık👏👏👏👏🤩
YanıtlaSil