Stress Olmuşsun Sadece (!)



Hepimizin dönem dönem yaşadığı aşırı stress  uykusuzluk, tahammül seviyesinde düşüş ve agresiflik , unutkanlık ve odaklanamama gibi farklı yollarla-ve ya eğer benim gibiyseniz bunların hepsi + mide bulantısıyla- kendini gösterir. Stress olma hepimizin yaşadığı ve bir şekilde atlattığı bir durum olduğu için çoğu zaman küçümsenir . Ancak stressin uzun vadede maruz kalındığı takdirde ne kadar ciddi bozukluklara sebep olabileceği çoğumuz tarafından bilinmez.  

Günümüze atıfta bulunmam gerekirse sürekli değişen eğitim ve sınav sistemlerimiz, stabil olmayan ekonomimiz ve saygıdan yoksun politik gündemimiz bizi uzun süreli stresse maruz bırakmaya yeter de artar. Üstelik küresel pandemi , depremler, yangınlar, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, şiddet, cinayetler ... gibi (bu liste uzayıp gider)  başka dertlerimiz de var. Bu sebeple bu yazıda oluşturmak istediğim farkındalığın çok önemli olduğunu düşünüyorum. 


Stress kısa vadede ; örneğin bir quize hazırlanırken ve ya bir yarışmada yarışırken , size büyük avantaj sağlar çünkü stress , HPA aksı dediğimiz bir sistemi devreye sokar. Bu sistem tehlike gibi durumlarda beynimizden böbrek üstü bezlerine kadar ulaşan bir yolakla stress hormonu olan "kortizol" ün salgılanmasını sağlar. Kortizol ihtiyaç anında hepimizin bildiği "savaş-yada-kaç" uyarısının tetiklenmesine neden olur. Odaklanmamızı ve görüşümüz berraklaştırır ,daha iyi performans sağlar. 

Ancak uzun süre stress altında kalmak (başta saydığım birçok sebep uzun süreli stresse sebep olur zaten ama somutlaştırmak için basit bir örnek vermek istedim) ; örneğin üniversite sınavına hazırlanmak ya da tıp okumak gibi😅 süreçler yukarıda bahsettiğimiz HPA aksını sürekli aktif tutar . Dolayısıyla kanınızda devamlı yüksek seviyelerde kortizol (stress hormonu) bulunur. Sürekli korku ve endişe hissedersiniz çünkü kanınızdaki kortizol korku merkezini aktif tutar.


Uzun süre kortizole maruz kalınca beyindeki bebek hücreler (nöronal kök hücreler) sinir hücresine dönüşmesi gerekirken başka hücrelere dönüşürler. Bu da tahmin edeceğiniz üzere sinir hücrelerinizi azaltır ;öğrenme, hatırlama, seçim yapma becerileriniz körelmeye başlar. Kısacası beyniniz küçülür hatta bu küçülme Alzheimer'a kadar gidebilir. Ve stress yüzünden yaşadığınız bu değişimler genetiğinize işleyerek sizden sonraki nesillere dahi aktarılır. 


Bizim gibi memeli ve stres olabilen fareler üzerinde yapılan deneylerde , anne farenin yavrusuyla ilgilendiği ve sevgi gösterdiği durumlarda yavru fareler ilerde maruz kaldıkları stressle daha iyi baş ederken ; anne farenin yavrusunu terk ettiği ve yavrunun bebekken korku içinde kaldığı gruplardaki yavru farelerin büyüdüğünde stresse daha hassas ve yatkın olduğu görülmüş. 

Üstelik yavrusuyla ilgilenen anne fare sayesinde stresse karşı dayanıklılık genetiğe işlendiğinden o anne farenin soyundan gelen birçok jenerasyonda stresse karşı dayanıklılık oluşmuş. Yani genç yaşlarda maruz kaldığımız zorluklar ve stresse nasıl tepki verdiğimiz bizim ileri yaşlarımızı ve hatta torunlarımızı bile etkileyebilir. 


Peki stressle nasıl başa çıkacağız diye soracak olursanız cevap  ;egzersiz ve meditasyon. Egzersizin  beyin ve ruh sağlığı için  öneminden önceki yazılarımda ayrıntılı bir şekilde bahsetmiştim. Ve her yazımızda hayatınıza egzersizi sokmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar vurguluyoruz. Ancak egzersiz yapacak zamanınız yoksa kısa meditasyonlar da nefes alışverişi ve etrafınızın farkındalığını arttıracağından hatrı sayılır olumlu etkiler yaratacaktır. 

Unutmayın ki beyin oldukça biçimlendirilebilir bir organ , korkunç bir geçmişiniz de olsa , artık yaşlanmış dahi olsanız yaptığınız seçimlerle, egzersizle, aktivitelerinizle beyninizin şeklini, yoğunluğu ve büyüklüğünü değiştirebilirsiniz. Bu da size sınırsız gelişim imkanı sağlar . Değişmekten korkmadığınız sürece tabi...

Sağlıkla kalınnn!

Kaynaklar

Yorumlar

Yorum Gönder

yorumlarınızla bize ulaşabilir, blogumuzu daha değerli bir platform haline getirebilirsiniz.

Popüler Yayınlar